21 Kasım 2010 Pazar

Mavi Yolculuk 2. Gün Datça - Bencik - Orhaniye - Selimiye

Hakkımızda yapılan spekülasyonların aksine mükemmel bir uykunun ardından saat 9.00da uyanıp hiç oyalanmadan demiraldık. İstikamet Bencik Koyu. Durdun denizde yaklaşık 2 saatlik bir seyrin sonunda cennetten bir parça olan Bencik Koyuna vardık. Açlık iyicene bastırdığından biran önce sağlam bir yere demiratıp kahvaltı hazırlıklarına başlıyacağız. Etrafta azımsanmayacak sayıda tekne olduğundan keyifli bir yer bulup yerleşmemiz bir hayli vakit aldı.
Görev dağılımında yemek hazırlıkları Kenan’da, yemek sonrası toparlama bulaşık işleri bende. Esasında mecburen bende, ben de olmasa da ufacık yerde dağınıklık işleri zorlaştırdığından, toparlamadan, sırtımı dayayıp keyif yapamıyorum.
Buarada Onur ilk çay için cattle kullanmayı denemesinde cattle yakıyor ve çay sefası başlamadan bitiyor, Allah’tan çay derdim yok J
Kahvaltı sonrası koyda denize girdikten sonra hemen koy çıkışında olan  Dişlice Adasına gidiyoruz. Ada ıssız bir ada, birtek biz varız. Vakit geçirmesi daha keyifli olacağından oraya kıçtan kara yapıp günü orada geçirmeye karar veriyoruz.
Onur balık vurma hayaliyle şnorkeliyle zıpkınını akıp dalmaya başlıyor, bu sırada “sizi burada yalnız bırakır mıyız?” dercesine 1 er 2 şer tur tekneleri gelmeye başlıyor. Oranın yerlisi muamelesi görmeye başlıyoruz, hele ki teknenin kıçında tıraş olmam turistlerin bir hayli ilgisini çekiyor. Kaya tırmanışı dalış derken saat 18.00 olmuş, toparlanıp Orhaniye’ye gitmek üzere demiralıyoruz.
Önceden planladığımıza göre bu gece Orhaniye’de kalacağız. Orhaniye’ye ilk vardığımızda koyun girişinde tanıdık bir şeyle karşılaşıyoruz. Şey dememin sebebi sebebi sözlükte pek karşılığı, dünyada da pek benzeri olmayışı, basının taktığı isimle yüzen ev J
Orhaniye’ye vardıktan sonra karnımız iyiden iyiye acıktı, benim derdim birkaç duble rakıyı Ege’nin lezzetli balıklarıyla paylaşmak. Onur ise ayrı dünyalarda bize masraf ettirmeyip kendi tuttuğu balıkları ikram edicek. Israrlarımız sonucu ertesi gün onun tuttuğu balıkları yiyeceğimizi bu akşamlık restorana gitmeyi kabul ettiriyoruz.
Saatin 20.30 olmasıyla hava iyiden iyiye karardı. GPS yardımıyla kıyıdaki restoranlara ulaşmaya çalışıyoruz. Tabi söylenmesi gereken bir dip notta Orhaniye’de Kız Kumu dedikleri kıyıdan başlayıp koyu ortasından kesiyor. Sadece koy girişinden hesaplandığında en sağ taraftan deniz trafiği işliyor. Uzun lafın kısası Kız Kumuna Tekneyle girmek tatilin başlamadan bitmesi anlamına geleceğinden gayet temkinliyiz.
Orhaniye’de balıkçı aranıyoruz ama nafile hangi restoranın camekanlı dolabına baksam çiftlik çuprası ve kebap var. Hayatta da böyle yerlerde yemem, bence bir mekan ya kebap yapar ya da balık, ikisini birden yapan yerden ben keyif alamam.
En son baktım olacak gibi değil, girdiğimiz bir restoranda garsona sordun
-ya kardeş kusura bakma bir şey soracam, buralarda meşhur bir balıkçı varmış ama sanırım yanlış yere geldik biz, adını da hatırlayamıyorum. (esasında tamamen uyduruyorum, denize kıyısı varsa kesin bir meşhur balıkçısı vardır diyorum)                                                                                                                                           - abi sen Sardunya’yı diyorsun.
-(BİNGO)
Oltaya gelen arkadaştan Sardunya’nın tarifini alıyoruz ve GPS’ten aramaya başlıyoruz.
2 koy kadar yanda Selimiye’deymiş Sardun’ya, Selimiye’ye girdiğimiz hiç zorlanmadan buluyoruz, önce ışığa doğru gidip sonra pahalı yatların olduğu yere gidip doğru yer mi diye sorduğumuzda nokta atışı yaptığımızı anlıyoruz.
Mükemmel ahtapot, muhteşem lağos, buz gibi rakı,eşsiz dostlar, ve iskelesindeki mega yatlara inat uygun hesap. Bir gezgin böyle bir gece de daha ne ister ki.
Selimiye Sardunya Restoran tur boyunca gittiğimiz en güzel yerlerden biriydi, inşallah buraya tekrardan bir gün yolum düşer.
Sardunya’dan kalkıp Orhaniye’ye geri dönüyoruz, Kenan’la uyku derdindeyken Onur’inatla gece gündüz dinlemeden dalma derdinde.
Yine karavana olsa da gecenin 2.00’sinde Onur feneriyle dalarken Kenan’la son tekimizi atıp , bir günü daha bitirip uykuya daldık.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder